Süresiz Nafakaya İlişkin Hukuki Değerlendirme ve Yurtdışında Nafaka
Süresiz nafaka diğer adıyla yoksulluk nafakası hakkında daha detaylı bilgi almak için “Yoksulluk Nafakası ve Şartları” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz. Âyan ve temsilciler meclisi üyelerinden her biri bakanlara soru sorma ve bulunduğu meclis iç tüzüğüne uygun olarak gensoru önergesi verme hakkına sahiptir. Buna göre millet meclisi âyan meclisi ve temsilciler meclisi olmak üzere iki meclisten oluşur. Âyan meclisi bir başkan ile temsilciler meclisi üyelerinin yarısını geçmeyen sayıda üyeden meydana gelir. Anayasa kral tarafından tayin edilen meclis üyelerinin hangi gruplardan seçileceğini belirtmektedir. Üyeler dört yıl için tayin edilir, süresi biten üyenin tekrar tayini mümkündür. Âyan meclisi reisi iki yıl için tayin edilir, süresi bittiğinde tekrar tayin edilebilir.
Halk oyunda çoğunluğu elde eden aday cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Cumhurbaşkanı meclisin üçte birinin ithamı ve üçte ikisinin de kabulüyle yargılanabilir\. 7/24 müşteri desteğiyle her türlü sorunda yanındayız, kesintisiz oyunun keyfini çıkar. paribahis\. Burada vatana ihanet veya bir başka cürüm sebebiyle ceza yargılaması söz konusudur. Yargılamayı, kuruluşu kanuna bırakılmış olan özel bir mahkeme yapar. Anayasa ayrıca cumhurbaşkanına vekâlet veya cumhurbaşkanınca yardımcılarına yetki devri konularını da düzenlemiştir. Diğer hususlar ise cumhurbaşkanının hangi göreviyle ilgiliyse o bölümde yer almıştır. Oy çokluğuyla verilen bu kararın karşı oyunda ise; “ … Davacı hakkında tesis edilen emeklilik işlemi, dava konusu işlemin icrai niteliğini etkileyen bir işlem değildir. Bu nedenle emeklilik işleminin disiplin cezasının konu unsurunu ortadan kaldırıcı bir etkisi bulunmamaktadır. Ancak AYİM, sözleşmede düzenlenen bu hakların, Anayasanın 36/1.
- İhtilâlin amacı, dayandığı ilkeler ve güçler ifade edilmektedir.
- Anayasa m.148/3’e göre; herkes, Anayasada güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerinden, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi kapsamına giren herhangi birisinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunabilir.
- Fıkrasında “Silahlı Kuvvetler Mensupları ile hakimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır.” şeklinde bir düzenleme ile bu personel hakkındaki uyarma ve kınama cezası dışındaki cezaların da yargı denetimi dışına bırakılıp bırakılmaması kanun koyucunun takdirine bırakılmıştır.
Fıkrada öngörülen yasağın SEGBİS’i de kapsayıp kapsamadığı, bunun sanığın savunma hakkını zedeleyip zedelemeyeceği veya dürüst yargılanma hakkına aykırı olup olmayacağı değil, 299. Fıkrasında düzenlenen duruşmalı inceleme sınırlamasının tatbiki ile sınırlı olacaktır. Bu yazımızda; özel güvenlik görevlilerinin, bir terör saldırısı neticesinde yaralanması, engelli duruma düşmesi gibi durumlarda, gazilik unvanı alıp, bu unvandan kaynaklanan haklardan yararlanıp yararlanamayacakları konusu, Anayasa, ilgili mevzuat ve Türkiye Büyük Millet Meclisi kanun teklifleri kapsamında değerlendirilecektir. Adli tatil yaklaşırken; adli tatilde sürelerin işlemesi, duruşmaların görülmesi ve dosyaların incelenmesi konusunda 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu düzenlemesine ve tutuklu dosyalar yönünden sürelerin işleyip işlememesi ile ilgili olarak verilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay 1. Ceza dairelerinin kararlarına değinmek isabetli olacaktır. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 216.
Bu bent kapsamındaki öğrenim ve eğitim süresi, niteliği ve değerlendirme usul ve esasları ile diğer ayrıntılar özel yönergesinde gösterilir. Komşu devletlerle yapılan anlaşmalara uygun olarak komşu Devlet yetkili makamlarıyla yapılacak görüşmelerde, sınır bölük veya tabur da alay komutanları sınır makamlarıyla birlikte askeri danışman olarak katılırlar. İllerde Jandarma görev ve sorumluluk alanında meydana gelen olaylara ilişkin asayiş bültenleri, basına valiler tarafından açıklanır. Ancak bu bültenlerde basına iletilmesi sakıncalı olan bölümler, il jandarma alay komutanlarınca belirlenir. Mülki amir, konuyu mevzuata ve ihtiyaca uygunluk yönünden değerlendirerek; yerinde buluyorsa Jandarma tarafından görev alarak yerine getirilmesini yazılı olarak ister. Bu makamların, Jandarma ile görevin yerine getirilmesi yönünden, doğrudan doğruya ilişkileri yoktur. Asker kişilerin işledikleri suçlarla ilgili olarak, yukarıda belirtilen yakalama esasları saklı kalmak kaydıyla; Jandarma adli kolluk makam ve memurları, askeri savcının işe el koymasına kadar; delillerin kaybolmasını önler ve gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda diğer acele önlemleri alırlar. Jandarmanın hizmet ve görevleri ile bağlılık ve ilişkileri; kanun ve nizamlarla belirlenmiştir.
Bu maddede yazılı hizmetlerin yapılması sırasında silah kullanılması için başkaca bir çare kalmaması veya zaruret olması şarttır. 2) Memurun savunması (Memurun alınan ifadesi veya sonradan yaptığı yazılı savunmasıdır.) Memur verilen süre içinde savunmasını yapmamışsa bu husus savunma yerine kaim olmak üzere dosyada belirtilir. Madde hükümlerini bozmamak şartıyla, her mafevk emir altında olmayanları da disiplinin temini için muvakkat olarak tevkif etmeğe veya ettirmeğe salahiyetlidir. Ancak bu tevkif keyfiyeti gün ve saatiyle derhal mevkufun disiplin amirine bildirilmelidir” (AsCK m.169). Maddesi ile hapis cezasındaki, ağır hapis, hapis ve hafif hapis derecelendirilmesi kaldırılmıştır. Özürsüz kaybeden veya harabolmasına sebebiyet veren …… asker kişiler, eşyanın değeri, önemi, meydana gelen hasarın miktarı ve fiilin işleniş şekline göre üç aydan iki seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar” (AsCK m.130). [123] Bu ifade AsCK’nun bazı maddelerinde sözü geçen “hizmet esnasında”, “hizmetten sıyrılmak maksadıyla” gibi sözcüklerin karşılığıdır. Kanun bu hükmü ile görevi korumayı amaçlamıştır (Özbakan, Disiplin, s.151; Kardaş-Çıngı, Disiplin, s.205).
Kanaatimizce bu karar gerekçesine de katılmak mümkün değildir. Kararda AİHM kararının kişisel olduğu, muhatabının da idari makamlar olduğu, AİHM kararına dayanılarak yargısal denetim yapılamayacağı belirtilmektedir. Halbuki oda hapsi cezasının kişi özgürlüğünü sınırlayan bir ceza olduğu sonucuna, sadece AİHM’nin yorumu ile değil, AsCK’nun 19., 21. Maddelerindeki açık düzenlemeler ile ulaşılmaktadır. İç hukukumuz oda ve göz hapsi cezalarını hürriyeti bağlayıcı ceza olarak kabul etmiştir.